Damak tadı olarak insanlar faklıdır ve bu tartışılmaz bir gerçektir. Bu farklılık, çeşitliliği arttırmaktadır. Çeşitlilik ne kadar artarsa artsın, bazı şeyler yerini ve tahtını korumaktadır. Makarna buna en güzel örneklerden biridir. Makarna; çabuk hazırlanması ve sunuş olarak birçok şekle bürünebilmesinden dolayı cazipliğini yitirmemektedir. Ayrıca diğer birçok ürüne göre fiyat olarak da cebe külfeti yoktur. Bu kadar pozitif yönlerini sayarken negatif yönlerinden birine değinmek olmazsa olmazdır. Makarnanın beyaz buğday unundan yapılması ve hamur işi olarak bilinmesi, kilo yapıcı olarak görünmesinden dolayı tüketimi azalmaktadır. Sırf bunu göz önüne alacak olursak makarnanın üretimi olarak tam buğday unu, çavdar unu gibi lif bakımından ve doktorlarca tavsiye edilen ürünlerden yapılması bu ürün bazındaki sektörde oldukça büyük bir yere sahip olacaktır. Şeker hastası, tansiyon hastası, hamile kadınlara yönelik yapılacak olan ürünler, bu sektördeki yerini biraz daha sağlamlaştıracaktır.
Girişimci olmak sadece yeni bir şey bulmak değildir. Var olan bir ürünü talebe yönelik geliştirmekle de girişimci olunabilinir. Bu sektörün sadece makarna olarak değil de yeme kültürünün irdelenmesi ve ona göre bir atılımla sektörün kaymağından pay almak daha akılcı olacaktır. Üç öğün tüketimin olduğu düşünülürse ki bu fikrin hitap ettiği öğün olarak iki öğün olduğu varsayılırsa, girişimcilerini doyuracak kadar potansiyele sahip olduğu gözler önündedir. İştahı kabartan bir sektör olduğunu bildiğimiz gıda sektöründe kesinlikle üzerine düşülmesi gereken bir alan olan makarna; fikre sahip çıkacak girişimcileri beklemektedir.
Tavsiye Edilen İçerikler
