Yatırımcı Arıyorum

Büyük Buhran ve Keynesyen Modeli

Keynesyen Model

1929 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayıp 1930’da da devam eden Ekonomik Buhran sadece Amerika’da değil, tüm dünyada ekonomik anlamda yıkım yaratmıştır. Ekonomik buhran neticesinde dünyada milyonlarca kişi işsiz kalmış, şirketler ve bankalar kelimenin tek anlamıyla batmış, borsa tabiri yerinde ise dibe vurmuş ve dünya büyük bir ekonomik buhrana sürüklenmiştir.

1929 Büyük Buhran adıyla tabir edilen bu dünya ekonomik krizinin çıkış nedenleri ise;

  • 1. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin süper güç haline gelerek ülkelere verdiği kredileri ve tazminatları altın olarak istemesi
  • Altına bağlı kalması ve para basmada direnmesi ve reddetmesi
  • Kötü yapılanmaya maruz kalan bankalar
  • Dönemin ABD başkanı Herbert C. Hoover’in ülke yönetiminde ve ekonomik yönetimde tecrübesinin olmaması

1929 buhranını tetikleyen sebeplerdir. Keynesyen modelin ortaya çıkış nedeni, bu ekonomik krizden kurtulmak amaçlıdır.

Keynes Kimdir?

Ekonomide radikal düşüncelerin 1 numaralı ismi, Britanyalı iktisatçı John Maynard Keynes’tir. Ekonomik durgunlukla mücadelenin müdahaleci para ve maliye politikaları ile yapılacağını savunan Keynes, 1929 Ekonomik buhrandan en az zararla kurtulmak için Keynes modelini ortaya atmıştır.

Ekonominin içinde dünyaya gelen Keynes’in babası Cambridge Üniversitesinin ekonomistlerinden biriydi. Annesinin babası ise başbakandı. Oldukça zeki bir çocuk olan Keynes, cebir ve matematik alanında çok küçük yaşta uzmanlaştı. 10 yaşında iken Eton, 19 yaşında iken de Cambridge King’s College’de matematik alanında burs kazandı.

Doktorasını iktisat üzerine yapmaya karar veren Keynes, bu sırada ekonomi teorisinin de temelini oluşturmak için çalışmalarına başladı.

Keynes’in düşüncesine göre, ülkedeki ekonomik sıkıntılar ancak hükümet müdahalesi ile aşılabilirdi. Bu düşüncesine göre de vergi ve faiz oranlarında belli indirimler yapılması ve hükümetin teşviklere destek vermesi gerekirdi.

Bu düşünceleri dönemin yeni başkanı Franklin Roosevelt’ten tam destek aldı ve başkan, mücadeleci politikanın uygulanacağını ilan etti.

İMF ve Dünya bankasının kurulmasının öncülerinden olan Keynes, 1942 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Keynes’in ekonomik alandaki politikaları 1970’li yılların ortalarına kadar uygulandı. AIDA Modeli

Keynes Modelinde Toplam Arz Belirlenmesi

Keynes’in dikkat ettiği durumlardan biri, işçilerin emek piyasası hakkında bilgiye sahip olmadıkları ve fiyat-ücret değişmelerine anında tepki vermediklerini belirlemiştir. Ücret sözleşmeleri parasal ücrete göre yapılır. İşçiler gerçek ücreti düşünerek çalışsalar dahi sözleşme süresince fiyatlar artacak ancak işçiler yeni bir sözleşme imzalanıncaya kadar sözleşmedeki ücret üzerinden çalışmak zorunda kalacaklardır. Yani bir çeşit aldatmaca vardır.

İşçiler, sözleşme süresince fiyatlar arttığında, gerçek ücretlerin azalmasına tepki vermez ancak parasal ücretin azalmasına karşı çıkmaktadır.

Bir ekonomide, fiyatlar yükseldiğinde parasal ücret sabit kalır ancak reel ücret düşer. Emek talebi artar ancak emek arzı azalacaktır.

Toplam Talep Belirlenmesi

Keynesyen modele göre talepler devlet harcamaları, özel yatırım ve özel tüketimden oluşur. Burada belirlenen talep mal ve hizmet fiyatları genel seviyesi yani FGS ile ters düşmektedir. FGS düştüğünde bireylerin gelir seviyeleri ve servetleri artacak, bu da yatırım ve tüketim harcamalarında artış meydana getirecektir. Yani toplam talep artışı meydana gelir.

FGS’nin arttığı durumda ise bunun tam tersi olacak ve talep azalma gösterecektir.

TA, TT ve FGS İlişkileri

Klasik teorinin piyasaların tam istihdam milli gelir seviyesinde olduğunun söylenmesi, toplam talepte artış meydana gelmesine, her artışın FGS’yi yükseltmesine ancak üretim ve istihdamı etkilememesine neden olmaktadır. Keynes, toplam arz incelemesi yaparken bu konuyu sadece tam istihdam olarak değil, âtıl kapasite, işsizlik ve eksik istihdam olarak da inceleyerek ele almıştır.

TA eğrisinde bulunan yatay eksene ait paralel kısma Keynesyen Kısım adı verilmektedir. Bu kısımda yüksek oranlı işsizlik mevcutken, üretim faktörünün bir kısmı da âtıl durumdadır. Meydana gelen toplam talep artışları nedeniyle doğrudan üretim artar ve fiyatlar sabit kalır.

Karma kısımda toplam talep artışı neticesinde üretimle birlikte fiyatlar da artış göstermektedir. Üretim ve istihdam artmaya devam eder ancak talep ve arz artışı neticesindeki gecikme FGS’nin de yükselmesine neden olur.

Klasik kısım, tam istihdamın durumunu inceler. Ekonomi tam istihdama ulaştığı zaman talep artışı üretimin artmasına neden olmaz. Ancak enflasyon baskısı meydana gelir ki bu da fiyatlarda artış olması anlamına gelir. Delta Model

Keynesyen Modele Göre Para Politikası

Keynesyen teoriye göre, para arzındaki artış faizi düşürmektedir. Bununla bağlantılı olarak faiz düşünce yatırımlarda artış meydana gelir. Yatırım artışı fiyatların da artmasına neden olur. Bu yükselme, reel ücretlerin düşmesine ve üretim ve istihdamın artışına neden olur.


Yatırımcı Arıyorum

kobi vadisi

Yorumunuz